Tuğrul Keskin - Zito İ Epanastasis (Yaşasın İsyan)

Kitabın hikayesi; 
Kitabın kapağı

İzmir'in işgal edileceği zamanlarda Yunanistan'da da iç savaş hakimdi. Hele ki başkent Atina'da şiddetli iç savaş devam ediyordu. Milliyetçiler ile vatanseverlerin savaşıydı bu. Krallık tarafından İzmir'in işgali için asker gönderilmeye başlandı. Vatanseverler bunun üzerine toplantı düzenledi. Milliyetçiler ile birlik olup Anadolu'nun işgaline yardım edeceklermiydi yoksa işgale karşı mücadele mi edeceklerdi? Oy birliği ile Anadolu'nun işgaline karşı mücadele etmeyi seçtiler. Bunun en büyük sebebide milliyetçilerin Britanya emperyalizmine kulak verip Anadolu'da masum kanları dökmeye çalışmasıydı.

Başbakan Venizelos arkasında İngiltere, Fransa desteğini almış savaşı kazanacaklarını düşünüyordu fakat bir sorun vardı. İzmir'e giden askerler arasında vatanseverlerde vardı. 200 kişilik vatansever askerler kruvazörlerde örgütlenmeye başlamıştı. Kruvazördeki tüm askerlere mektup gönderilmişti. Mektubun içinde vatanseverlerin manifestosu vardı. Manifesto da şunlar yazıyordu;

Anadolu'nun işgali Britanya emperyalizminin büyük bir oyunudur!
Britanya mazlumların kanıyla yeni sınırlar çiziyor!
Biz bu oyuna alet olmayacağız!
Anadolu halkı bizim kardeşimizdir!
Kardeşlerimize kurşun sıkmayacağız!

İzmir işgal edildiği sıralar bu manifestoyu dağıtan 200 askere krallık tarafından tutuklama emri verildi. İzmir'de aylarca ceza evinde tutuldular. Aç bırakıldılar. İşkence gördüler. Krallık kendilerinden af dilemesi halinde affedileceklerini söylüyordu. Fakat af dilemediler.

Tarih 4 Ocak 1921'i gösteriyordu. Sabah gün ışığında vatanseverler, İzmir'in Balçova semtinin İnciraltı sahilindeki karargaha götürüldüler ve kurşuna dizildiler.

Son sözleri şunlar oldu;
Yaşasın Anadolu halklarının kardeşliği!
Kahrolsun Britanya Emperyalizmi! 
Bizler fakiriz, buradayız. Zenginlerin ve güçlülerin asker olmamak gibi yolları var, bizim yok!
Artık bize özgürlükten söz etmeyin. Çünkü köleliğimizi dayanılmaz şekilde hissetmekteyiz. Artık bize vatanlardan ve eski düzeni yeniden kurmaktan söz etmeyin!

Eş zamanlı olarak Atina'da da 117 vatansever idam edildi. Onlarında son sözleri "Zito İ Epanastasis!" yani "Yaşasın İsyan!" oldu.

Bu gençlerin manifestosu iç savaşı iyicene tetikledi. Ülkedeki savaş karşıtı eylemler artmaya başladı. Savaştan firar edenlerin sayısı 10binleri geçti.

Son olarak yazarın kendi yorumunu ekliyorum;

Kurulan mahkemeler 1920 yılının son günlerinde karar verdiler,bu bildirideki görüşlerinden vazgeçmeyerek düşmanla savaşmayanlar ölecektiler. Bildiride imzası olan iki yüz yiğit insan görüşlerinden vazgeçmedi, boyun eğmediler zalime. 1921 yılı Ocak ayının ilk günü, işgal kuvvetleri komutanlığının merkezi de olan Balçıklıovada (İzmir Balçova), şu an İnciraltı Sahili denilen bölgede kurşuna dizildiler.Tarih onları unutmak istedi, unutturulmak istendiler.Akıp geçen bunca yıl ve bizler bu yiğit insanları nasıl unuturduk? İçlerimizde yanık ve kıpkızıl iki yüz karanfil olarak taşınmaz mıydı bu yiğitler? Taşınırdı elbette. Çünkü onlar, Ege Denizi kararınca bu kıyıcıkta ölmüş ve kalplerimize gömülmüştüler. İşte bu kitapta okuyacağınız şiirler, 1921 yılının ilk günü, kardeşçe bir dünya özlemiyle Ege Denizinin kıyısına cansız bedenlerini bırakarak kalplerimize gömülen, iki yüz yiğit askerin anılarına ithaf ve bir unutuşa direniş için yazılmıştır.

Yorum Gönder

0 Yorumlar